-

Gözden kaçırmayın

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu UyardıİYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Uyardı

Trump'ın başkanlığı döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin pek çok yönüyle sarsıldığı biliniyor. Donald Trump’ın başkanlık süreci, iki ülke arasında gerilimli bir dönemin yaşanmasına sebep oldu. 2016 yılında göreve başlamasının ardından, Türkiye ile ABD ilişkileri birçok önemli olayla şekillendi.

Suriye'de YPG/PKK'ya doğrudan silah verilmesi, Türkiye ile ABD arasındaki en tartışmalı konulardan biri oldu. Trump’ın, PKK/YPG lideri Mazlum Kobani'ye teşekkür edip, onunla görüşme isteğini belirtmesi, Türk hükümetinde kaygılara yol açtı. Ayrıca, Türkiye Suriye’de PKK/PYD’ye yönelik askeri bir müdahale gerçekleştirdiği takdirde ekonomik olarak cezalandırılacağı tehdidinde bulunulmuştu.

Türkiye’nin ekonomik ilişkileri de Trump döneminde zora girdi. Özellikle çelik ve alüminyumda uygulanan gümrük vergilerinin iki katına çıkarılması ve Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması gibi önlemler, iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Trump’ın, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımına yönelik sert tutumu, yaptırımların gündeme gelmesiyle sonuçlandı.

Rahip Andrew Brunson’ın tutuklanması, ilişkilerin en kritik dönüm noktalarından biri oldu. Brunson’ın durumu, iki ülke ilişkilerinin seyrini etkileyen bir unsur haline geldi ve Trump, bu durumu diplomatik bir baskı unsuru olarak kullandı. Ayrıca, yüksek seviyede yaptırımlar ve gözaltılarla ilgili gelişmeler de dikkat çekiciydi.

Trump'ın, karar alma süreçlerindeki stratejik yaklaşımı, Türkiye ile ilişkilerdeki karmaşık dinamikleri belirleyici oldu. İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, bu geçmiş deneyimlerin ışığında belirlenecek. Uzmanlar, her milletin çıkarlarının her daim ön planda olduğunu vurguluyor; bu durum, Atatürk'ün ifadesiyle "milletlerin siyasetinde ancak çıkarları vardır" gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor.

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin yeni dönemde nasıl şekilleneceği ise merak konusu olmaya devam ediyor.