-

Gözden kaçırmayın

Polonya ile Türkiye Arasındaki Ticaret Hız Kesmeden ArtıyorPolonya ile Türkiye Arasındaki Ticaret Hız Kesmeden Artıyor

Eylül ayına ilişkin bütçe verileri açıklandı. İlk dokuz ayda bütçe açığı, Hükümetin Orta Vadeli Plan hedefinin %50 üzerine çıkarak 1 trilyon lirayı aştı. Bu rakam, son üç yıldaki bütçe açığı ortalamasının oldukça üzerinde gerçekleşme gösteriyor. 2023 yılında depremin etkileriyle birlikte bütçe açığının %40'ı aşmayacağı göz önüne alındığında, bu artışın ciddi olduğu anlaşılıyor. Bütçe açığının yıl sonu tahminleri, Hükümetin 2024 için öngördüğü 2,2 trilyon liralık tahminin 1,1 trilyon lira üzerine çıkarak 3,3 trilyon lirayı bulabileceğini öngörüyor. Bu durum, Orta Vadeli Plan'deki hedeflere %51 sapma olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bütçe açığının milli gelire oranının 2024 yılında %7'nin üzerine çıkabileceği belirtiliyor. İlk dokuz ayda Hazine'nin nakit açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 trilyon lira artarak 1 trilyona ulaştı. Bu açığın finanse edilmesi için gerçekleştirilen net borçlanma ve kasa-banka kullanımının toplamı da 1 trilyon lira artarak 311 milyar liradan 1 trilyon 334 milyar liraya yükseldi. Bu gelişmeler, kamu borcunun sürdürülebilirliği tartışmalarını gündeme taşıdı. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) son raporunda, Türk yetkililerin maliye politikasının 2024 yılında nötr, 2025 yılında ise sıkı olmasını bekledikleri ifade edildi. Ancak mevcut bütçe gerçekleşmeleri ve tahminleri, maliye politikasının beklenen seviyeden çok uzak olduğunu gösteriyor. 2025 yılında sıkılaştırma için gelirlerde belirgin artış ve harcamalarda tasarruflar gerektiği vurgulanmaktadır. IMF Raporu'nda, maliye politikasının daraltıcı hale gelmesi için GSYH'nın %2,5'ine ulaşan bir mali sıkılaştırma gerektiği belirtiliyor. Bu da yaklaşık olarak 1,5 trilyon liralık bir önlem paketini gerektiriyor. Rapor ayrıca, vergi gelirlerinin artırılması, KDV'deki tek orana geçiş, enerji desteklerinin sona ermesi, kamu yatırımlarının kısılması ve maaşların enflasyona göre belirlenmesi gibi vatandaşları zorlayacak önlemlerin alınacağını öngörüyor. Tüm bu gelişmeler, Hükümetin geri çektiği vergi paketinin bir ön izleme olduğunu düşündürmektedir. Asıl zorlukların 2025 yılında ortaya çıkacağı ve beraberinde hayat pahalılığının artması ve işsizlik sorunlarının yaşanabileceği değerlendirilmektedir.