-
Gözden kaçırmayın
Türk Girişimleri Helsinki'deki Slush Etkinliğinde Sergilendi
Dünya ekonomisinin yönetimi ve düzenlenmesine yardımcı olmak amacıyla kurulan uluslararası ekonomi örgütleri, ülkeler arası bilgi alışverişine olanak sağlar. Bu kuruluşlar, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD ve Batı merkezli yapılanmalar olmuştur. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), G20 ve G7 gibi yapıların yanı sıra, Türkiye diğer Batı ekonomik kurumlarında yer almaktadır.
BRICS, 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in bir araya gelmesiyle kuruldu. 2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla BRICS adını aldı. BRICS, Dolar kullanımına alternatif yeni bir ödeme sistemini ve rezerv para birimini oluşturma amacını gütmektedir. Dünyanın yüzölçümünün %30’unu ve nüfus şişkinliğinin %45’ini kapsayan bu oluşum, “Kolektif Batı”dan dışlanan sanayi güçlerine destek sağlamak üzere bir yapı oluşturmuştur. Son dönemde Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de katılımıyla BRICS ülkelerinin sayısı artmıştır.
BRICS ülkeleri, "The Unit" adı verilen yeni bir merkezi olmayan para birimi geliştirdi. Altına dayanan bu sistem, geleneksel para birimlerine alternatifi sunarak finansın geleceğine yeni bir yaklaşım getirmeyi hedefliyor. BRICS, ABD doları ve Batı finansal sistemine karşı durarak, üye ülkeler arasında ekonomik işbirliği sağlamayı amaçlıyor.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgız Cumhuriyeti ve Türkiye ile birlikte daha geniş bir ekonomik işbirliği hedefliyor. TDT, Türk Yatırım Fonu, Merkez Bankaları Konseyi ve ortak bir Yatırım Bankası kurarak ekonomik güçlerini birleştiriyor. BRICS’in yeni finansal sistemi, TDT ülkeleri için büyük bir fırsat sunarken, ortak bir para birimi ve ödeme sisteminin oluşturulması da gereklilik haline gelmiştir.
29 Ekim 2024 tarihleri arasında Tataristan’ın Kazan şehrinde gerçekleştirilecek 16. BRICS zirvesi, Türk Dünyası’nı etkilemesi beklenen bir dönüm noktası olacak. Bu zirve ile Türk Devletlerinin yeni finansal sistemden en iyi şekilde istifade etmesi gerektiği vurgulanıyor. Türk ülkeleri için bu tarihi fırsatın kaçırılmaması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, finansal teknoloji alanında faaliyet gösteren yerli şirketlerin, alternatif ödeme sistemleri ile birlikte Türk Dünyası'na katkı sağlaması hedefleniyor.
Yorumlar
Yorum Yap