-
Gözden kaçırmayın
Millî Eğitim Bakanı'ndan Öğretmenler Günü MesajıAfyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Maden Mühendisliği Bölümü, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nü kutladı. Tören, Maden Mühendisliği Bölümü öğretim elemanları ve öğrencilerinin bir araya geldiği saygı duruşuyla başladı.
4 Aralık Dünya Madenciler Günü etkinliğine; Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Bekir Yalçın, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İ. Sedat Büyüksağiş, Maden Mühendisliği Bölümü öğretim elemanları, maden mühendisleri ve öğrenciler katıldı.
Bu özel günün tarihi geçmişi Roma dönemine kadar uzanmaktadır.
Törenin açılış konuşmasını yapan AKÜ Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İ. Sedat Büyüksağiş, Madenciler Günü'nün tarihini ve günün anlamını anlattı. Büyüksağiş, pandemi sürecinde bile geleneksel olarak yapılan bu kutlamada, maden mühendisliği alanının geçmişten günümüze olan süreci, kapsamı, iş imkanları ve gelecekteki potansiyeli hakkında detaylı bilgiler verdi. Büyüksağiş, "2 bin yıl önce Doğu Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü Anadolu topraklarında, çok tanrılı inançlar benimseniyordu. Bir yerel yöneticinin kızı olan Barbara, inancı sebebiyle babası tarafından öldürülmek zorunda kalır. Barbara, duyduğu haber üzerine bir maden ocağına kaçar. O gün madenciler Barbara'ya sahip çıkarak onu korurlar. Ne yazık ki hikaye kötü bir şekilde biter. Barbara azize ilan edilir. Bu nedenle Barbara'nın maden ocağına girdiği veya kurtarıldığı tarih olan 4 Aralık'ı Dünya Madenciler Günü olarak kutluyoruz" dedi.
"Maden ocakları birçok teknolojinin temelidir"
Gelecekte madencilik sektöründe yaşanacak gelişmelerle ilgili öğrencilere tavsiyelerde bulunan Büyüksağiş, şunları söyledi: "Gelecek 50 yıl içinde madencilik mutlaka değişecek. Genç arkadaşlarımız buna göre planlarını yapmalı. Eğitimin sadece üniversite dönemiyle sınırlı olmadığını, yaşam boyu devam edeceğini bilmelisiniz. Mezun olduktan sonra da her türlü bilimsel faaliyete katılmanız önemlidir. Artık 'Maden 4.0' kavramını derinden hissediyoruz. Çünkü birçok teknolojinin temeli maden ocaklarındadır. Otonom araçların ilk olarak maden ocaklarında kullanılmaya başlandığını biliyoruz. Sürücüsüz araçların ilk olarak maden ocaklarında kullanıldığını biliyoruz. Birçok teknolojinin temeli de maden ocaklarında atılmaktadır. Artık iş makineleri birbirleriyle iletişim kurabiliyor. Tüm veriler bulut üzerinde toplanıyor ve maden mühendisinin karar alma süreçlerinde onlara yardımcı olmak için belirli yazılımlar tarafından işleniyor. Yapay zeka daha yaygın bir şekilde kullanılacak. Bir maden mühendisi, disiplinlerin yanı sıra bilgi iletişim teknolojileri konusunda da yetkin olmalıdır. Son zamanlarda birleştirilmiş gerçeklik önem kazanıyor. Bu teknoloji maden ocaklarında kullanılacak. Özellikle eğitim için bu tür teknolojiler çok önemlidir. Yakın gelecekte okyanus veya deniz tabanı madenciliğine hızla geçilecektir. Bu konuda çalışmalar başlatılmıştır. Bir sonraki aşama ise uzay madenciliğidir."
Osmanlı döneminde ilk madencilik faaliyeti 1815'te başlamıştır
Maden Mühendisi Ümit Sayın, Türkiye'deki madencilik tarihini ve iş hayatındaki deneyimlerini anlattı. Sayın, "Anadolu, madenciliğin binlerce yıl öncesine dayandığı bir bölge olarak bilinir. Osmanlı döneminde ilk madencilik faaliyetleri 1815 yılında Bandırma'da bor, 1829'da Zonguldak'ta taş kömürü, 1848'de ise Bursa-Harmancık'ta krom işletmesi ile başlamıştır. Cumhuriyet döneminden sonra 1935 yılında kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, madencilik sektörünün ciddi bir şekilde ele alınmasını sağlayan bir kurumdur. Bu kuruluş, arama çalışmalarını yürütürken, yine Cumhuriyet Dönemi'nde kurulan Etibank, işletme ve pazarlama faaliyetlerini üstlenmiştir. 1957 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri, kömür üretimini Etibank'tan devralmıştır. 1950'li yıllardan sonra birçok sektöre katkıda bulunmuştur" dedi. Türkiye'nin maden rezervleri açısından kısmen yeterli olduğunu belirten Sayın, "Dünya endüstriyel ham madde rezervinin yüzde 2,5'i, kömür rezervlerinin yüzde 1'i, jeotermal potansiyelinin yüzde 0,8'i ve metalik maden rezervlerinin yüzde 0,4'ü Türkiye'de bulunmaktadır. Türkiye, dünya bor minerali rezervlerinin yüzde 72'sine sahip olmasıyla da madencilik alanında önemli bir konuma sahiptir. Coğrafi çeşitlilik ve farklı etkiler nedeniyle ülkenin maden rezervleri çeşitlidir, ancak miktar olarak sınırlıdır. 90 farklı türde maden ve mineralin üretimi ve ticareti gezegenimizde yapılırken, Türkiye'de bunlardan 13'ü ekonomik ölçekte yer almamaktadır. 22 maden rezervi yeterli ve ihraç edilebilir niteliktedir, 28 maden rezervi ise kısmen yeterlidir. 27 maden ve mineralin rezervleri ve tenörleri ise ekonomik madencilik için yetersizdir. Türkiye, madencilik açısından kısmen kendine yetebilen bir ülkedir" şeklinde konuştu.
Maden Mühendisi Osman Uysal ise konuşmasında maden mühendislerinin iş sağlığı ve güvenliğine dikkat etmeleri ve teknolojiyi iyi kullanmaları gerektiğini vurguladı. Uysal, "İş sağlığı ve güvenliğini en üst düzeyde tutabilen ve kar marjını optimum seviyede tutabilen maden mühendisi iyi bir mühendistir. Maden mühendisliği ciddi bir iş ve iyi bir planlama gerektirir. Ancak projelerimizin ekonomik değeri olmadığında, o projelerin hiçbir anlamı yoktur. İş sağlığı ve güvenliği açısından eksiklik olduğunda da bir önem taşımazlar. İş sağlığı ve güvenliği ile karı optimumda tutabilen bir maden mühendisini iyi bir mühendis olarak tanımlarız. Maden mühendisleri teknolojiyi iyi kullanmalıdır. Programlama konusunda bilgi sahibi olanlar ve teknolojiyi iyi kullananlar ilerleyecektir" dedi.
Etkinlik, mezun öğrencilerle çevrim içi olarak yapılan görüş alışverişinin ardından teşekkür belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi.
#AfyonKocatepeÜniversitesi #AKÜ #MadenMühendisliği #DünyaMadencilerGünü
Yorumlar
Yorum Yap