-
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve Yargıtay'ın, cezaevindeki Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararına ikinci kez uymamasının ardından TBMM Genel Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağıran siyasi parti gruplarının yöneticileri; TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'u ziyaret etti. Günaydın, Kurtulmuş'un Meclis Genel Kurulu'nun toplanmaması yönündeki kararı ile ilgili "Hukuku dolanarak, iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde, hukukun genel ilkelerini hiçe sayarak bir kararın oluşmasının son derece yanlış olduğunu ifade edelim. 2 Ocak 2020 tarihinde Mustafa Şentop'un başkanlığında TBMM, tam olarak benzer bir durumda toplanabilmiştir. O gün toplanan Meclis'i bugün toplamamak, aslında sadece hukuki düzenlemelere değil, halkın iradesine de karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Bu eğer bir içtihat haline gelirse, Türkiye'nin karşılaşabileceği en önemli olaylarda dahi Meclis'in refleksini ve müdahale gücünü önemli ölçüde geriye çeken ve hatta ortadan kaldıran bir uygulamaya dönüşecektir" dedi. Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ise "Kimden gelirse gelsin ve kime karşı yapılmış olursa olsun, her tür hukuksuzluğa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın; cezaevindeki milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez verdiği hak ihlali kararına Yargıtay'ın uymamasının ardından TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanması yönündeki çağrıya imza atan siyasi parti gruplarının yöneticileri ile birlikte bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'u ziyaret etti.
Olağanüstü toplantı çağrısı, TBMM Genel Kurulu'nun 16 Ocak'a kadar ara vermediği veya tatil kararı almadığı, sadece toplanmama kararı aldığı gerekçesiyle, Kurtulmuş tarafından reddedilmişti.
Günaydın, ziyaretin ardından; Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ve EMEK Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir ile birlikte açıklama yaptı.
"DERİN BİR DEMOKRASİ KRİZİ"
CHP Grup Başkanvekili Günaydın, şunları söyledi:
"Sekiz siyasal partiyi temsilen, TBMM Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'u ziyaret ettik. Biliyorsunuz, 27 Aralık 2023 günü TBMM toplanmama kararı alarak, 16 Ocak 2024 tarihine kadar fiilen çalışmasız bir döneme girdi. Bu zaman dilimi içinde, Türkiye'de geçmişte başlayan yargı krizi bir başka boyut kazandı. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili olarak verdiği ikinci hak ihlali kararına karşı Anayasa Mahkemesi'ni kararını tanımadığını bir kez daha açıkça ilan etti.
Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını içeriğine girecek değilim. Ancak bu mesele, Türkiye'de konuyu bir yargı krizi olmaktan çıkarmış, derin bir demokrasi krizine dönüştürmüştür.
"300'E YAKLAŞAN MİLLETVEKİLİNİN İRADESİYLE."
Biz, TBMM'de temsil edilen sekiz siyasal partinin; 230 milletvekili adına İYİ Parti'nin imza atmayıp da toplantıya katılacağını bildirmesi ile 300'e yaklaşan milletvekilinin iradesi ile TBMM Başkanlığı'na 5 Ocak 2024 tarihli bir dilekçe sunarak, bu konuya ilişkin olmak üzere; TBMM'nin 9 Ocak'ta toplanmasına yönelik bir çağrı yapmıştık. Meclis Başkanlığı, 9 Ocak akşamı saat 18.30'da tarafımıza ulaşan bir yazılı irade ile Meclis'in toplanmasını uygun görmediğini ifade etti. Ve buna dayanak olarak da Anayasa'nın 93. maddesi ile İçtüzük'ün 7. maddesini gösterdi.
"MECLİS BAŞKANI'NIN BURADA BİR TAKDİR YETKİSİ YOKTUR. BAĞLI YETKİSİ VARDIR"
Tam olarak da Meclis'in toplanmasını gerektirir maddelerin hukuki dayanakları bunlardır. Çünkü her iki düzenleme de TBMM ara verme ya da tatilde iken, milletvekili sayısının beşte birinin imzasını taşıyan bir dilekçe ile başvurulması halinde Meclis'in olağanüstü toplanacağını amir hüküm olarak kayıt altına almaktadır. Meclis Başkanı'nın burada bir takdir yetkisi yoktur. Bağlı yetkisi vardır.
Ne diyorlar? Meclis fiilen bir ara vermede olmasına karşın bir toplanmama kararı imiş bu; dolayısıyla bir tatil ya da ara verme kararı değilmiş. Ara verme ve tatil kararı olmadığına göre de İçtüzüğün 7. maddesi uyarınca bir toplanma söz konusu olmazmış.
Önce hukuku dolanarak, iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde; hukukun genel ilkelerini hiçe sayarak bir kararın oluşmasının son derece yanlış olduğunu ifade edelim. Ayrıca yazılı kuralların ötesinde bu 100 yılı aşmış tarihi bulunan Meclis'in teamülleri vardır. 2 Ocak 2020 tarihinde Mustafa Şentop'un başkanlığında TBMM, tam olarak benzer bir durumda, Meclis Başkanı'nın çağrısı ile toplanabilmiştir. O gün toplanan Meclis'i bugün toplamamak, aslında sadece hukuki düzenlemelere değil, halkın iradesine de karşı çıkmak anlamına gelmektedir.
"HUKUKEN YA DA SİYASETEN DOĞRU BULMUYORUZ"
Sadece yaşadığımız somut olaydan öte olmak üzere; bu eğer bir içtihat haline gelirse, Türkiye'nin karşılaşabileceği en önemli olaylarda dahi Meclis'in refleksini ve müdahale gücünü önemli ölçüde geriye çeken ve hatta ortadan kaldıran bir uygulamaya dönüşecektir.
Bu bağlamda, 9 Ocak tarihli yazıyı alır almaz, ertesi sabah, Meclis Başkanlığı'na yine yazıl bir başvuru yaparak yine bir randevu talep ettik. Randevu bugün saat 13.00'e verildi. Ve yine sekiz partinin temsilcileri olarak TBMM Başkanlığı'nı ziyaret ettik. Görüşlerimizi açık bir şekilde kendisi ile paylaştık. Kendisi de yazılı olarak bize bildirdiği görüşleri, aslında tekrar etti. İfade edelim ki; biz uygulamayı, yazılı ve sözlü olarak bize ifade edilen hususları, hiçbir şekilde hukuken ya da siyaseten doğru bulmuyoruz, bir değer atfetmiyoruz. Bu çerçevede; temsil ettiğimiz partilerimizin ve milletvekillerimizin iradesi ortadadır.
"BUNUN BİR TEAMÜLE DÖNÜŞMEMESİ KONUSUNDA KARARLI TAVRIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ"
TBMM'nin toplanmamasına yönelik kararı bugün için protesto ediyoruz. Ve aynı zamanda bugün, bunun bir teamüle dönüşmemesi konusunda kararlı tavrımızı sürdüreceğimizi ifade ediyoruz. Şu anda yaptığımız basın toplantısından sonra sizlere dün hazırladığımız yazılı bildiri dağıtılacaktır. Arkasından da arkadaşlarımızla beraber bir yeni toplantı yaparak, Meclis'in açılacağı 16 Ocak Salı günü uygulayacağımız tutumu kararlaştıracağız.
ERKAN BAŞ: "KİMDEN GELİRSE GELSİN VE KİME KARŞI YAPILMIŞ OLURSA OLSUN, HER TÜR HUKUKSUZLUĞA KARŞI MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ."
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ise şunları söyledi:
"Ben sadece tüm siyasi partilerimize, onlar nezdinde tüm milletvekili arkadaşlarımıza, bu süreçte gösterdikleri bu demokratik tavır, bu dayanışma için TİP adına yürekten teşekkürlerimizi paylaşmak istiyorum.
Başından beri, 'mesele, partimizin bir milletvekilinin tutukluluğu değil' diyorduk. Türkiye'deki demokrasi, özgürlükler sorununun bir başlığı olarak ele almak istiyorduk. Geldiğimiz aşamada, TBMM'nin bu konu ile ilgili olağanüstü toplantı talebi dahi olmak üzere, bu tezimizin güçlendiğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte de her tür hukuksuzluğa karşı, kimden gelirse gelsin ve kime karşı yapılmış olursa olsun, her tür hukuksuzluğa karşı birlikteliğimizi korumaya, mücadele etmeye devam edeceğiz."
Yorumlar
Yorum Yap