-
Son yıllarda Türkiye’de yaşamın zorluğu, insan olmanın anlamı ve değeri üzerine derin bir gerginlik yaşanıyor. Ülkede birçok insan, sadece kadın olmak değil, insan kalabilmenin de güçleştiği bir dönemde bulunuyor. Bu durum karşısında duygularını ifade edenler, acı ve yorgunluk içinde kıvranıyor, yaşanan olumsuzluklar karşısında çaresizlik hissediyorlar.
Yaşanan bu süreçte, sistemin koruyamadığı insan ve çevre sayısının hızla artması dikkat çekiyor. Kadına, çocuğa, hayvana, doğaya ve yaşlılara yönelik saldırılar gün geçtikçe artarken, toplumda bir belirsizlik hâkim. Aynı zamanda, güvenlik güçlerine karşı yapılan saldırılar da durdurulamıyor. Filistin ve Lübnan gibi ülkelerde yaşanan trajedilere de gönderme yaparak, insanların yaşadığı derin acı gözler önüne seriliyor.
Toplum, yetkililerden acil ve kalıcı çözümler bekliyor. Radikal müdahalelerin gerekliliği, herkes tarafından dile getiriliyor. Ülkenin cennet vatan olma niteliğinin zedelenmemesi, gelecek nesillerin güvenle büyüyebileceği bir ortamın sağlanması adına kritik bir öneme sahip.
Birçok kişi, bu zor zamanların geçmesi ve her bireyin, özellikle çocukların sağlıklı bir gelecek inşa edebilmesi için umutlarını kaybetmek istemiyor. Ancak, mevcut durum karşısında üzgün olduklarını ifade edenler, yaşadıkları duygusal çöküntüyü de gizlemiyor.
Daha iyi bir geleceği umarak, bu zor günlerin bir an önce geride bırakılması en büyük dilek.
Yorumlar
Yorum Yap